×

Warning

JUser: :_load: Unable to load user with ID: 951

Bir şarkının düşündürdükleri....

Sunday, 19 September 2021 00:00 Written by  1719 comments
Rate this item
(0 votes)

Yoğunluk ve sınavlardan arta kalanm; dini müziklerinde,

Latince, büyük anlam, dinleyenin ruhu okşayan ve sevk eden şarkıkür ve türküler de dinleyebilirim. Bir gün bule bir şarkım tvdan. Hafızamda kalan sözleri gecenin bir mende terennüm tazeye:

Gecenin en siyahında, Umudun bittiği yerdeyim.

Köşeyi Dönsem Ölüm, Düz gitsem Hayat;

Gölgeler içindeyim.

Bu sözler beni çok etkilemişti. Burada önemli bir mesaj vardı. Dinleyenleri bağışlamak için bağışlarlar. Kelimelerin üzerindemda; Gece, en siyah, umudun bittiği yer, köşe, ölüm, hayat ve gölgeler içinde olmak gibin gibin zıddı gibi görünen ama bir araya geldiğinde derin anlamlar içeren bir ahenk arabanu gördüm.

Gündüz ile gece, karanlık ile, düz ile eğri, hayat ile ölüm, hidayet ile dalalet, genç ile ihtiyar, kadın ile erkek, beyaz ile siyah, iman ile küfür, doğru ile yanlış, alim ile bilgi, öğretmen ile öğrenci, usta ile çırak , zengin ile fakir, güçlü ile zayıf bir olur mu hiç? Elbette hayır!

Bu örnek çoğaltmak ve sayfalarca mümkündür. Burada bir derin önemli varlığa dair: canlıların bir gecenin içinde gecenin gözde görmeleri, hedef yitirir, yaşanmış bir yaşam ve ruhun hayali, umut dasverir. yol düz da saparlarsa İnsana yuvarlanma ve ölüme varmak var.

Yoluna doğruca devam etse, sonunda gecenin en fazla bir anda bir anda sıyıran ve kainatı aydınlatan güneşin doğasının müjdesi olan sevinç ve can dolu dolu bir hayat var.

Güneşin en etkili şekilde etkisi de gölgeler içinde yaşamak var.

buraya geldikçe bu satırları terennüm ediyor. Çünkü bu şarkıda derin anlamlar gizli. uyarılar gizli. Doğru yola davet. Mukayese gizli. Tefekkür gizli...

Gündüz, aydınlığın simgesi. Bilginin, sıkın, iyiliğin, kullanımn ve sevincin küçültülür. Karanlık ise; cehaletin kötülüğünde, karamsarlığım, bunalımın,yken küçültmedir.

Şimdi: Siz gündüzü mü arzu yoksa geceyi mi? Tabii ki, toplu iğnenin ucu kadar da olsa salim sahibi onun insanın gündüzü arzu eder. Aydınlık dururken kim ister? İlim ve medeniyet varken cehalete kim teveccüh eder? Cennette dururken cehennemi kim temenni eder mi? Uçak pisti gibi düdümdüz yol varken, çakıllı - taşlı - dikenli yolda yürümeyi kim arzu eder? Çevresine munis kokular saçan güller dururken, zakkum çiçeklerle kim ilgilenir? Varkenler varken kavurucu sıcağının altında kim gölge ister?

Hemen her şey, zıddı ile değer kazanır. Cehennem olmazsa cennetin, kötülük olmazsa iyiliğin, cehalet olmazsa ilmin, karanlık olmazsa aydınlığın, fakirlik olmazsa zenginliğin, küfür olmazsa imanın, dalalet olmazsa hidayetin kıymeti bilinir mi? Bilinmez!

Bu durumda; mesai saatlerinin her dakikasında verilen görevleri yerine getiren, ay sonunda alacağı ücretin her kuruşunun hakkını veren, ülkesine ve milletine hizmet etmenin hazzını yaşayan bir memur ile, gününü gün etmeye çalışan, mesai saatleri içinde özel işleriyle uğraşan, devletin malına zarar veren memur bir olabilir mi?

Öğrencilerini yetiştirebilmek ve onlara faydalı bilgiler öğretebilmek için çırpınan, ülkesine ve milletine yararlı gençler yetiştirmenin sevinç ve mutluluğunu yaşayan bir öğretmen ile, bunu kendisine şiar edinmemiş bir eğitimci eşit olabilir mi?

Seçmenin vekaletini alarak TBMM'ne gelip "Milletvekili" ünvanını kazandıktan sonra ülkemiz ve milletimiz için faydalı hizmetler yapan örnek vekillerle, o kutsal çatı altında taşkınlıklar yapan, şovmen gibi davranan yararlı hiçbir hizmete imza atmadan süresini doldurup seçim bölgesine dönen vekiller bir olur mu?

Medya mensuplarının karşısına çıkabilmek için lavaboda aynanın karşısına geçip dakikalarca makyaj yapan ve yüzündeki yaşlılık izlerini kamufle etmeye çalışan bir siyaset adamı ile ömründe hiç makyaj yapmamış doğal halini korumuş ve halk tarafından sevilen siyaset adamı bir olur mu?

Seçimlerde kendisine oy vermiş - vermemiş ayrımı yapmadan yetmiş üç milyon vatan evladını eşit gören, ülkenin her köşesine hizmet götürmenin gayreti içerisinde olan, yıkıcı değil yapıcı, zorlaştıran değil kolaylaştıran, çevresine korku salan değil müjde ve mutluluk saçan, negatif değil pozitif enerji veren bir Başbakan ile kendi çıkarlarını düşünen, sadece kendisine ve partisine oy veren seçmenleri gözeten, ayrımcı, fevri hareket eden Başbakan bir olur mu?

Partiler üstü bir konumda olan, hiçbir siyasi parti ile yakından ve uzaktan bağı bulunmayan, işgal ettiği makamın hakkını veren, ülkemiz ve milletimiz için yararlı hizmetler yapan, haksızlığı engelleyen, yolsuzluğu önleyen, ayrımcılığa "Dur!" diyen, inanç ve kültür ayırımı yapmayan, konuşmaları ve davranışlarıyla örnek "Devlet Adamı" olduğunu ispatlayan bir Cumhurbaşkanı ile bunun tersi konumunda olan Cumhurbaşkanı bir olur mu hiç?

İnsanları; doğruya, gerçeğe, hidayete, insanca yaşamaya, iyiliğe, güzelliğe davet eden bir insan ile, insanları cehalet karanlığına, küfür ve inkar sapıklığına, zulmete, şeytani desiselere çağıran bir insan aynı kategoride olabilir mi?

Yaptığı işlerle iyi bir çığır açan insanların bu çığırdan yürüyebilmeleri için büyük gayret sarf eden, bu yolda yürürken tek amacı Allah'ın rızası olan bir insan ile, kötü bir çığır açan ve insanların bu yoldan yürümelerini temine çalışan bir insan aynı seviyede kabul edilebilir mi? Tabii ki Hayır!

Yukarıdan beri mukayeseli olarak açıklamaya çalıştığımız konuyu bakınız kainatın efendisi olan Sevgili Peygamberimiz iki cümle ile nasıl özetliyor: "Başkalarını doğru yola çağıran kimseye kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Bununla beraber onların (Kendisine uyanların) sevabından da hiçbir şey eksilmez. Sapıklığa çağıran kimseye de ona uyanların günahı gibi günah verilir. Bununla beraber ona uyanların günahlarından hiçbir şey eksik olmaz."

Kötü çevreler; halkların boyu hep nefretle ve lanetle anılacak, canlar azabına düçar olacaklar. Ancak iyi çığırılır insanlar ise, iyi uygunla, güzellikle,likle, dualarla birlikte ve sonayyen cennette yaşayacaklar.

Bir şarkı terennümünün verdiği mesajda, bir kursumuzdan tahlil ve en hayali güneş misali aydınlatan Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAS)'in altın fiyatlarından ödeme:  - Hangi yönlendirmek?...

Dr. Bayram ALTAN

Read 2567560 times Last modified on Sunday, 19 September 2021 05:57

1719 comments

Leave a comment

Make sure you enter the (*) required information where indicated. HTML code is not allowed.